Saturday, January 31, 2015

LAPLAND- KARLAR ÜLKESİ FİNLANDİYA



Lapland, Finlandiya'nin kuzeyinde yeralan ve Laponya olarak da bilinen bölge. Sami insanlarının ülkesi. Aslında tüm kuzey İskandinavya'daki yerli halk Sami halkı. Lapland aslında herkesin çok yakından tanıdığı birinin de evi: Santa Claus. Rovaniemi en çok bilinen ve en çok ziyaret edilen Lapland kenti. Kuzey ışıkları için de en çok tercih edilen yerlerden biri. Ancak ben kuzey ışıklarını göremeyi biraz daha fazla garantileyebilmek için biraz daha kuzeye gittim: 
Saariselka..


Öncelikle uyarmalıyım, eğer soğuktan ve kardan hoşlanmıyorsanız burası kesinlikle size göre biryer değil. Eğer doğa şartlarının sizi zorladığını düşünüyorsanız da buradan çok hoşlanmayabilirsiniz. Yollar ulaşımın sağlanması ve turistlerin rahatça yürüyebilmesi için güzelce açılmış, ancak İzmir'den giden biri için her halükarda zor. Hava soğuk ama tertemiz, mis gibi kokuyor. Kulakları dinlendiren sessizlik, evlerin ve ağaçların üzerini yumuşakça örten beyaz yorgan, size buraya gelerek hayatınızda iyi birşeyler yaptığınızı düşündürüyor.



Saariselkadaki oteller bölgesi aslında oldukça küçük. Alan daha çok değişik aktiviteler için tasarlanmış. Buraya Finair havayollarını kullanarak geldim. O kadar minik bir havaalanı var ki, ilk geldiğinizde herhalde hiç tercih edilmeyen bir yere geldim diye düşünüyorsunuz. Havaalanından çıktığınızda ise, Dünyaana'nın tamamen farklı bir yerine geldiğinizi hissediyorsunuz: Sonsuz bir beyaz heryeri sarmış. Karın vermiş olduğu o huzur içinize doluyor. 



Havaalanından otele vardığımda, kendimi hemen dışarı atıyorum. Burada geçirdiğim bir dakikayı bile boşa harcamak istemiyorum. Doğayı keşfetmek için sabırsızlanıyorum. İlk gördüklerim bile beni mutlu etmeye yetiyor. Sevimli ve nispeten bodur ağaçlar, kar ayakkabıları ile yürüyenler, cross country yapanlar.. Lapland'in bir özelliği de bitki örtüsü. Güneş görmediği için bir türlü yeterince uzamayan ağaçlar ve "dead trees" dedikleri ölü ağaçlar hep birlikte gözlere tam bir bayram yaptırıyor. Ağlar genelde çam ağacı. Ölü ağaçlar canlı değiller, ancak bunlar bile keslemiyor, ya da çok sıkı bir kontrol ile kesiliyorlar. 









2. günümde kar ayakkabıları ile bir tur alıyorum : "snow shoes tour" O bildiğimiz kar ayakkabıları ile rehberimiz önde biz arkada ormanın derinliklerine ilerliyoruz.




Hemen ortada gürülen tipik bir ölü ağaç.



Rehberimiz turumuzun ortasında bize sıcak içecek servisi yapıyor. Bir çeşit "berry" suyu. İçimiz ısınıyor.


Ölü ağaç.



Ölü ağaç.


İkinci gün de "cross country skiing" deniyorum. Normalde kayak yapabildiğim için bu değişik kayakları da çok da zorlanmadan kullanabildim. Kayakları kiralarken kiraladığım çocuğa normal kayaklarının da olup olmadığını, buralarda çok sık tercih edilip edilmediğini sordum. Bana cevabı şu oldu: "cross country skiing" bizim normal kayağımız. 
Dediği aslında çok doğru, çünkü Finlardiya'da şehirlerin içinde bile bu kayaklarla spor yapan her yaştan insanı görebiyorsunuz. Bu kayaklar biraz daha ince ve ayağınız tam olarak kayağa bağlanmıyor, ayağınız sadece burnundan kayağa bağlanıyor, arkası tamamen serbest. Bana biraz daha yorucu geldi, bacaklarınızı sürekli aktif biçimde kullanmanız gerekiyor çünkü.


Cross country slope. kesinlikle önceden açılmış yoldan gitmek gerekiyor.Ayrıca bir gidiş bir geliş olan bu yolu bilinçli bozmanıza da sıcak bakmıyorlar..



Lapland'e gelmemin en önemli nedenlerinden bir de kuzey ışıklarını görebilmekti. Kuzey ışıklarını görebilmek için biz de snowmobile kullanarak biraz araştıralım dedik. Bulabildik mi? Hayır. Kuzey ışıklarını görebilmek için 5 gün kadar kaldım, ancak malesef bu seferlik başaramadım.



Kuzey ışığı ararken iglo "igloo" bulduk. İglo o bölgede yaşayan insanların içinde yaşadıkları kardan ev.   Tabiki sadece bu bölgeye özgü değil. Bu iklimde yaşayan tüm bölge insanlarının soğuktan korunmak için kardan inşa ettikleri bir yapı. Dışarısı ne kadar soğuk olursa olsun iglonun içi o kadar soğuk olmuyor.




 Bizim iglonun içinde buzdan sanat eserleri var. 



Avrupa standartlarına göre yangın söndürücü şart. Şaka değil..


Son günümde de Haski turu yapmaya karar verdim. Aslında bu turu yapıp yapmama konusunda bayağı bir düşündüm. Hayvansever biri olarak köpeciklerin çektiği bir kızağa binmek istiyor muydum acaba? Buraya gelmeden önce Helsinkide beraber çalıştığım arkadaşlarıma konu hakkında düşüncelerini sordum. Sonuçta onlar yıllardır orada yaşıyorlar ve bana birkaç görüş verirler diye düşündüm. Konuştuğum arkadaşlarım, Haskilerin bu işi yapmaktan zevk aldıklarını söylediler. Çok emin olamadım. Ama o zamana kadar izlemiş olduğum belgesellerden de Haskilerin eski zamanlardan beri bu işlerde rol aldığını iyi biliyordum. En son Lapland'e gelirken uçaktaki dergide Haskilerle ilgili bir makale okuduktan sonra bu deneyimi yaşamamın onlara bir zararı olmadığına karar verdim. Umarım doğru karar vermişimdir.


Haskiler harika hayvanlar. -20 -30 C'lerde mutlu mutlu yaşadıklarını ve koşmaktan ve yük çekmekten hoşlandıklarını okudum. Gerçekten de insanların lahana gibi 25 kat giyindikleri yerlerde bu hayvanlar karların üzerinde hoplayıp zıplıyor, yerlere yatıp yuvarlanıyorlar. Eğer sizi çektikleri yoldan bir kere daha gitmek isterseniz dönüp dönüp size bakıyorlar, "bu yoldan daha 5 dk önce geçtik, başka yere gidelim" der gibi. Eğer yolda onları durdurursanız yine dönüp dönüp bakıyor ve koşmaya çalışıyorlar. 





   Her köpek her köpekle iyi anlaşamıyor. Dolayısıyla hepsinin çok iyi anlaştıkları köpeklerle eş      olmaları gerekiyor. Eğitmen hepsini isimleriyle tek tek biliyor.





Bir yanda bembeyaz, huzurlu, sakin doğa ve bir yanda yaygaracı dünya güzeli haskilerle inanılmaz güzel bir deneyim yaşadıktan sonra yapılacak en iyi şey şömine başında sıcak bir içecek içmek herhalde.




Haski çiftliği.





Görebildikten sonra -20  -30C'de bile sıcaklığı bulmak mümkün.. 


Tekrar Helsinki'ye dönüyorum. Ama dönüş yolunda geyik görmeseydim üzülürdüm.

Ne yapılır? Gezilecek yerler?

1.Ormanda kontrollü biçimde kaybolun.
2.Mutlaka gece turuna çıkın, mümkünse kar motorlarıyla, değilse başka bir araçla. Ama gece Laponya ormanını mutlaka ziyaret edin. Hiçbir yerde olmak ve Dünyaana ile bir olmak arasındaki çizgiye mutlaka gidin.
3.Soğuktan donmak üzereyken otelinizdeki saunaya kendinizi atın (Bu arada sauna bu topraklardan çıkmış ve burada günlük hayatın bir parçası.. Her evin genelde kendi saunası bulunuyor. Nedenini anlamak çok da zor değil).
4. Her türlü kış sporunu yapın, kar ayakkabısı, cross country ski gibi.
5. LAPLAND'a gidin.