Wednesday, August 13, 2014

SWITZERLAND, İSVİÇRE


Geneva, Cenevre


Havaalanından Cenevre tren istasyonuna vardığınızda, dışarıda sizi turuncu tişört giymiş "turist angel"lar karşılıyor. Bu meleklerin görevi sadece size yardimcı olmak, otelinizi bulmanıza yardim etmek, turistlerin sorduğu klasik "o nerede bu nerede" sorularına cevap vermek.

When you arrive the Geneva Train Station tourist angels are welcome you. They help you to find your way, hotel, and so on. It is very clever idea to "create" these angels, they are kind of mobile information offices. 




Cenevre'nin eski şehir tarafında kalmıyorsanız, buraya gitmek için önce "Rhone" nehrini geçmeniz gerekiyor. Nehir geçmek deyince yanlış anlaşılmasın, zaten tüm şehir oldukça küçük, dolayısıyla ne tarafta konakladığınız pek de önemli değil. Nehrin bağlı olduğu Cenevre gölünde uzunluğu 140 metreyi bulan ünlü su fıskiyesi var.

If you do not accommodate in old town Geneva, then you need to cross the Rhone river first to go to old town. The Geneva city is not a big city, therefore it is not important which part of city you stay in. Jet D'eau is famous fountain in Geneva, and it jets about 5 hundred liters of water to an altitude of 140 m. 

 

İngiliz bahçesindeki çiçek saati.

The flower clock in the English Garden.



Eski şehire sembolik olarak bu kapıdan girebilirsiniz. İsviçrede Fransızca, Almanca ve İtalyanca konuşuluyor. Cenevre'de Fransızca hakim.

You might pass through this symbolic door to old town. People mostly speak French in Geneva while German and Italian are also in use in Switzerland.




Eski şehire ulaşmak için yokuş tırmanmanız ya da merdiven çıkmanız gerekiyor. Şehir dümdüz bir alanda kurulmamış, dağlık bölge olduğu için karşınıza sürekli yokuşlar, teraslar çıkıyor.

You need taking the stairs or puffing up the hills since the old town is settled in hilly area. One can see a lot of stairs and terraces around.







Eshi şehirde ortaçağ havasını hissedebilirsiniz. Şehrin en önemli katedrali daha önce pagan inanışında kullanılan bir tapınak.

Medieval ambience in old town. It has been stated that the most important cathedral in the old town has been used as a temple for Pagans for long time ago.

 



Cenevre gölü oldukça büyük bir göl. Etrafında Montrö ve Lozan kurulmuş. Cenevre'nin içinde kalan kısmı son derece berrak. Uzaktan sakin bir göl gibi görünmesine karşın bazı bölgelerinde çok kuvvetli akıntılar var.

Lake Geneva is a very large one. Montreux and Lausanne are founded around the lake. Lake is crystal clear. It looks very calm but it is very strong indeed.





Cenevre gölü içindeki Rousseau adası. Ada deyince büyük bir ada gelmesin aklınıza, küçüçük bir kaya parçası. Ünlü düşünür Jean Jacques Rousseau'nun bir heykeli var.

Rousseau island in Lake Geneva. It is very small island. There is a statue of Jean Jacques Rousseau.






Cenevrede yapılmazsa olmaz olan: Fondü. Peynir fondü ve İsviçre şarabı mutlaka denenmeli. Ancak hiç de hafif birşey olmadığını söylemek zorundayım. Bir de bu yemek olayını mutlaka bir İsviçre restoranında denemeniz tavsiye ederim. İsviçrede bol miktarda bağcılık yapıldığından şaraplarından da deneyebilirsiniz.

One must try cheese fondue in Geneva. Try the cheese fondue and Swiss vine in a traditional Swiss restaurant. But I must warn you about cheese fondue, it is not light and not to easy eat all of them. Try Swiss vine.

Chateau de Chillon


Cenevre Gölü'nün kenarında kurulan bu şatonun hemen arkasında da Alp dağları uzanıyor. Zemini kayalıklardan oluşuyor, ilk varlığının Bronz çağına uzandığı söyleniyor. Zamanla bu gelişmiş halini alıyor.

Chateau de Chillon is located on Lake Geneva and at the foot of the Alp Mountains. Its base is made up of rocks of the island in the Lake Geneva. Its history goes to Bronze Age, and it becomes to current state after renovations and restorations. 




Pencerelerden bakıldığında Alp Dağları, Cenevre Gölü ve dumanlı dağlar görsel bir ziyafet sunuyor.










Kale içi.. Inside of the castle.


Montreux, Montrö


Montrö, Cenevre Gölü'nün yanında kurulmuş bir yerleşim. Hemen ardında Alpler uzanıyor. Gölün yanındaki yerleşim yeri oldukça bakımlı, temiz ve lüks görünüyor. Göle girip yüzenler var ama dibi görünmediği ve Cenevredeki kadar berrak olmadığı için ben yüzmezdim. Buna karşın manzara özellikle Alp Dağları ile birlikte fevkalade görünüyor. Merdivenlerle yukarı çıktığınızda ise şehrin diğer bölümünü görebilirsiniz. Eski binalar son derece şık ve bakımlı.

Montreux is settlement located on Lake Geneva and at the foot of the Alps. The place next to the lake looks very clean and elegant. You might swim at the lake but I was not able to see the bottom of it and it was not as clear as the one in Geneva. So I would not try to swim. However, view of Alps and lake together is so nice. The upper site of the city is also very elegant. 








Lausanne, Lozan





Alps, Alpler


İsviçre gezisinin en güzel kısmı kesinlikle Alplere yaptığımız geziydi. Gözlerimiz tam anlamıyla yeşile doydu diyebilirim. Eğer İsviçre'ye bir gezi planlıyorsaniz ve kısıtlı vaktiniz varsa, tüm şehirleri boşverin ve sadece Alplere gidin derim. Montrö'den Zweissimmen'e tren ile geze geze gittik. Tren küçük kasabalarda duruyor, isterseniz inip biraz dolaştıktan sonra tekrar binebilirsiniz. Vaktimiz kısıtlı olduğu için biz sadece tek durakta indik ve biraz dolaştıktan sonra aynı tren ile döndük. Bölge çok güzel, Doğu Karadeniz'deki Macahel' e çok benziyor.

The most beautiful part of the Switzerland trip was definitely Alps. If you plan a trip to Switzerland and if you have a very limited time, then I would suggest you to go directly to Alps. We took the train from Montreux to Zweissimmen. This train goes to small towns and settlements through Alp Mountains. The view is so beautiful, it is a feast for your mind. Whole area is very similar to one in Macahel, Turkey. We got off the train at Zweissimmen, but I had had time I would have got off the train at the stations of the other smaller towns. 














Zweissimmen. Sakin, temiz ve yemyeşil bir yerleşim.

Zweissimmen. It is a small town. It is calm, clean and green.









Bern, Bern



Bern, UNESCO'nun koruma altına aldığı şehirlerden. İsviçre'nin başkenti. Sanat muzesi çok kapsamlı değil. Bazı modern sanatçıların yanısıra, İsviçreli ressamların eserleri ve Monet ve Manet gibi impresyonist ressamların eserlerini bulmak mümkün.

Bern is the capital of Switzerland and the old town became UNESCO World Heritage Site. Art Museum contains a few paintings by impressionists such as Monet and Manet, and some other artworks made by modern artists.  





Saat yapımıyla ünlü İsviçre'de turistlerin ilgi odağı bu ssat Bern'de eski şehirde bulunuyor. Prag'taki saati andırıyor, saat başı küçük bir gösteri sunuyor.

Famous clock tower of the Bern. It looks like the one in Praque. A small show is presented in every hour.


Eski şehirde pek çok çeşme mevcut.




Bern' deki ayı parkı nehrin hemen yanına kurulmuş. İçerisine ayıları görebilirsiniz.

Bear Park is located next to the river. It is possible to see bears.


Ayı parkının karşısındaki eski şehirden bir görüntü.

A view of old town facing the Bear Park. It looks like Medieval.


Aare is the  nehri, Ren nehrinin bir uzantısı. Eski şehri çevreliyor. Rengi aynen göründüğü gibi.

Aare is the tributary of the Rhine. It surrounds the old town.




Einstein'ın bir süre bulunduğu evden eski şehir böyle görünüyor.

A look from Einstein house to old town.


Basel, Basel




Basel, konumu gereği ilginç bir şehir. İsviçre, Almanya ve Fransa'nın birleştiği sınırda yer alıyor. Ren nehri pek çok Avrupa kentinde olduğu gibi, şehre can veriyor. Basel'de harika bir sanat müzesi var. Oldukça geniş, içerisinde pekçok Monet, Picasso, Pizarro gibi ressamların eserleri var.

Basel is very interesting city due to its location. It is located at the border of switzerland, Germany and France. Rhine is the river in Basel. There is a art museum in Basel, which is worth to see indeed. The collection is so large.  There are a lot of painting by Monet, Pizarro, Manet, Sisley, Picasso.


"Market Place" eski şehrin merkezinde yer alıyor. yukarıda görülen bina eskiden belediye olarak kullanılıyormuş. Alttaki resimler de binanın avlusundan görüntüleri içeriyor.
The red building is Rathaus. And the following pictures are the views of courtyard.











İsviçre'de restoran bulmakta biraz zorlandık. Benim gözlemim, insanlar genelde birşeyler yemek yerine birşeyler içiyorlar. Basel'deki bu sevimli binada yer alan hoş restoran midemize bayram yaptırdı.

People generally prefer drinking rather than eating. It was a bit difficult to find a place that we can have lunch.





Katedrale ulaşmak için azıcık tepe çıkmanız gerekiyor. Oldukça geniş, ama biraz boş bir meydanı var. Katedralin kırmızı rengi ve ikiz kuleleri ona sıcak bir hava vemiş. Katedral Basel'in önemli durak noktalarından biri. Basel'e gderseniz burayı ziyaret edin derim.

You need going up a bit to see this red church. There is a wide square that church is located on but not crowded.  

Zurich, Zurih


Zürih. Güzel bir kilisesi var. Fraumünster Klisesi. Klisenin özelliği içinde Chagall'in 1970'lerde yapmış olduğu 5 pencere bulunması. Zürih'e giderseniz bu sanat eserlerini görmenizi öneririm. 

Fraunmünster church. Chagall created 5 windows for this church. One should see these masterpiece, they are beatiful.



Adını bilmedğim bir spor yapılıyor. Sörf tahtasının üstünde kürek çekme sporu olarak tanımladım. Hava yağışlı, bende mont var, ama arkadaşlar gölde spor yapıyor.

People are performing a sport that I really do not know. There is board and they scull on this board and it was rainy.