Tuesday, August 4, 2015

HELSİNKİ FİNLANDİYA

HELSİNKİ - FİNLANDİYA

Helsinki gezi rehberi:

Helsinki'ye gideceğimi, hem de Ocak, Şubat ve Mart aylarında gideceğimi söylediğimde aldığım ilk tepki genelde hep aynıydı: 6 ay gece dönemi olduğunu biliyorsun değil mi? Evet biliyordum ve bunu için daha da heyecanlıydım. 6 ay gündüz döneminde bulunduğum ülkeler olmuştu o zamana kadar, ama 6 ay gece döneminde hiçbir yerde bulunmamıştım. O  yüzden benim için kesinlikle çok daha heyecan vericiydi. 
Helsinki Finlandiya'nın başkenti ve aynı zamanda en büyük ve gelişmiş şehri. Finlandiya'nın en büyük şehri olmasına rağmen, gerçekte çok büyük olduğunu söylemek pek de mümkün değil. Helsinki aşırı miktarda alışveriş merkezi bulunduran, sokaklarında buz pateni alanları içeren son derece sakin bir büyük ama küçük şehir. 

                           

Ocak ayının başında Helsinki'ye vardığımda, herhalde güneşi hiç göremeyeceğim bir yere geldim diye düşünürken, aslında güneşin kendini o kadar da gizlemediğini farkettim. Güneşin sadece biraz nazlanma huyu var. Çıkıp çıkmama konusunda kararsız, ama gökyüzünde yükseldiği zaman her taraf ışıl ışıl oluyor. Bembeyaz bir örtünün üzerinde parıldayan kış güneşi içinizi madden ısıtamasa da ruhen sımsıcak yapıyor. Tek sıkıntı var: güneşimiz çok kısa bir süre içinde tekrar ortadan kayboluyor.



Helsinsiye vardıktan sonra yaptığım şehir turunda beni en çok şaşırtan buz tutmuş olan denizdi. Her ne kadar filmlerde ya da belgesellerde bu görüntüyle karşılaşmış olsam da, kendi gözümle görmek beni çok etkiledi. Uzaktan baktığınızda neresi kara neresi deniz farketmeniz mümkün değil. Sadece orada duran bir gemiyi gördüğünüzde herhalde orası deniz olsa gerek diye düşünüyorsunuz. Gemiler normal gemi değil elbette, buz kıracakları sayesinde hareket ediyorlar. Denizin üst tabakası üzerinde dev buz kütleleri geziniyor. Bazı yerlerde ise tüm yüzey buz tutmuş ve üzerinde gezen insanları görebiliyorsunuz.









Liman bölgesine geldiğinizde Helsinki'nin ünlü açık marketini görüyorsunuz. Benim gittiğim dönemde market yeri çok da kalabalık değildi. Aslında çok fazla market olduğunu da söyleyemem. Ama kemiklerinizi donduran soğukta eğer balık satın almak istiyorsanız buraya gelebilirsiniz. Küçük çadırlarda balığın yanısıra satılan sıcak içeçeklerden alırsanız, açık alanda satılan el yapımı ürünleri de inceleyebilirsiniz. Ama benim için daha ilginç olan görüntü, donmuş denizin üzerinde balık tutmaya çalışan insanlardı. Bu kişiler önce ellerindeki bir aletle buzda küçük bir delik açıyor ve sonra orada buzdan yapılmış bir heykel gibi oturup balığın oltaya vurmasını bekliyorlar. Balıklar genelde küçük balık. Buranın da geleneksel yameklerinden biri. Geleneksel Fin mutfağı için bir restorana gittiğinizde size sunulan küçük balıklar ve patetes püresinden oluşan geleneksel Fin yemeği. Et seviyorsanız bir çeşit "berry" den yapılan bir reçelle servis edilen geyik etini de deneyebilirsiniz. Ben denedim ama hiçbir lezzet alamadım, önceden söyleyeyim.  









Hesinki Katedrali. Angelikan Luteran Kilisesi. Dışarıdan çok büyük ama içerisi son derece sade bir kilise. Helsinki'nin bilinen mimari yapılarından birisi. Helsinki gerçekten küçük bir yerleşim bölgesi. Ama eğer kışın gidecekseniz tram için bilet alın (Helsinki card ya da günlük bilet), çünkü hava şartları bazen insanı bayağı bir zorlayabiliyor. 






Bu güzel binaların çoğunun içi dev alışveriş merkezleri. Kışın hava o kadar soğuk olabiliyor ki, dışarıda yürümek bir hayli zorlayıcı olabiliyor. O yüzden de adım başı alış veriş merkezi var.


İsveç tiyatrosu. Finladiya'da Fince'nin yanısıra İsveç dili de resmi dil. Burada yaşayan insanların pek çoğu genelde iki dili de biliyor. Bu tiyatroda İsveçce oyunlar sergileniyor. 


Kaya kilisesi (Rock Church). Tamamen doğal taşların oyulması ile yapılmış bir klise. Çok büyük değil. Yerleşimi de Helsinki merkezde değil. Yürüyerek belki 20 dakikada gelebilirsiniz. Ya da tram hemen önünden geçiyor. Bu kilisede bazen konserler de organize ediliyor. 




Helsinkideki en eski ahşap bina. Burgher's House. Kış olduğu için kapalı, yazın içini gezebiliyormuşsunuz. Ben kış dönemi orada olduğum için sadece dışarıdan görebildim.


Her yerde buz pateni, buz hokeyi alanları var. Haftasonu patenini kapan soluğu buralarda alıyor.














Uspenskin Katedrali. 1862 de yapımına başlanmış bu ortodoks katedralinin yapımı 1868'de tamamlanmış. 


Katedralin gece görünümü.

Helsinki'de deniz şehrin içerilerine kadar giriyor. Ulusal opera binası hemen böylesi büyükçe bir su birikintisinin yanında yeni inşa edilmiş bir bina. Gerçeği söylemek gerekirse opera biletleri biraz pahalı. Ancak bir kere bile olsa gelmenizi tavsiye ederim. Biraz erken gelin. O güzel donmuş gölün etrafında dolaşın. Ama biraz vakit ayırmak gerekiyor, çünkü oldukça uzun bir etap. 


Gölün kenarında eski evler var. Özellikle hava kararmaya başlayıp evlerin ışıkları yanmaya başladığında manzara bu soğuk ortamda içinizi ısıtıyor.




                     Gölün kenarındaki güzel kafeteryada birşeyler atıştırmaya hiç vaktim olmadı.


Gölün etrafında izleyeceğiniz rota. Sonsuz bir huzur var burada.




                                                        Oturmak istemedim nedense..


Yabancı ülkelerin en güzel yönlerinden biri burada yaşayan insanların her hava koşulunda spor yapıyor olmaları. Yürüyorlar, bisiklete biniyorlar, koşuyorlar, cross-county yapıyorlar, spor yapıyorlar işte.




Gölümüzün etrafındaki evlerden birinin önünden geçerken Tanrı misafiri olmak istiyorum, ama yetişmem gereken bir konserim var.


Bu da opera binası. Sahneler arasında dışarı çıkıp küçük sandviçler yada küçük kekler yiyip şampanyanızı yudumlayabilirsiniz. 








               Şehir merkezindeki güzel binalar arasında gezerken eski konser binasına rastladım.


Helsinkide gezilebilecek pek çok müze var, ancak bazılarında çok birşey bulamayabilirsiniz. Benim tavsiye ettiklerim: Ulusal müze (Kansallismuseo) ve Ateneum. Modern sanatlardan hoşlananlar için güzel bir modern sanat müzesi de var: Kiasma. Bunun yanısıra sinemalarda sadece film gösterilmiyor, yanısıra ünlü bale ya da opera gösterilerini de sinema salonunda izleyebilirsiniz. Tabiki kayıt edilmiş hallerini. 




Yeni tiyatro binasının önünde, tam şehrin merkezinde kocaman bir buz pateni alanı var. Aynı zamanda en merkezi tren istasyonunun hemen yanında. Bilseniz de bilmeseniz de onu da deneyin derim. Bu arada arka taraftaki tiyatroda Frankenschtein oyununu Fince izledim. Şükür ki konu tanıdıktı.




Patenden sonra bir arkadaşla sımsıcak bir kahve içmenin tadı da bir başka.






Güneşli günleri yakalamak o kadar da zor değil aslında. Donmuş denizin üzerinde yürüyebilirsiniz,  cross-country yapabilirsiniz. Tabiki sadece izin verilen yerlerde. 






Elbetteki ada ziyareti olmazsa olmazlarımızdan. Suomenlinna adası UNESCO dünya mirası listesinde. Adaya ulaşabilmek için küçük de olsa bir buz denizinden geçmemiz gerekiyor. Küçük feribotlar Helsinki Limanı ve ada arasında gidip geliyor. 10-15 dakika gibi çok kısa bir sürede karşı tarafa ulaşıyorsunuz.





Adada tabiki kimsenin kullanmadığı yolları bulup, bembeyaz patikalarla güneşin yakamozlarını yakalamaya çalışıyoruz. Adayı beraber ziyaret ettiğim arkadaşım kardan melek yapmayı bilmiyormuş, gösterdim, mutlu oldu.








Huzur. Kullanılmayan yollara gidin. Doğayı hissedin.




Kral kapısı kalenin ana girişi ve önemli sembollerden biri. Adada surları görebilirsiniz. Adanın tarihi tüm bu alanın tarihi gibi biraz karışık. Asıl yazın çok güzel olduğu söyleniyor. Bir dahaki sefere de yaza geliriz artık.


Helsinki'de Yapılması gerekenler, Ne yapılır? Nereye gidilir?
1. Buz denizinde seyahat edin. Karşı kıyıda Talin var, günü birlik bile olsa ziyaret edin.
2. Sauna dünyaya bu topraklardan çıkıp yayılmış. Mutlaka saunaya gidin.
3. Suommenlinna adasına gidin.
4. Merkezi tren istasyonunu görün.
5. Ulusal müzeyi görün.
6. Kaya kilisesi ve Helsinki Katedralini görün.
7. Opera binasında güzel bir gösteri izleyin, etraftaki gölü dolaşın.
8. Buz pateni yapın.